Mohenjo Daro, yaklaşık M.Ö. 2500 civarında, İndus Vadisi Uygarlığı'nın bir parçası olarak bugünkü Pakistan'ın Sindh bölgesinde kurulan antik bir şehirdir. Mohenjo Daro, Hindistan ve Pakistan'ı kapsayan bu uygarlığın en önemli şehirlerinden biri olarak kabul edilir ve şehir planlaması ile dikkat çeker. Bu kadim antik şehri önemli kılan şey ise yıllardır araştırılmasına rağmen tarihçiler ve bilim adamlarının henüz çözemediği bir dili konuşması ve bir yok oluşu barındırması!
Tarih ve Arkeoloji:
- Keşif: 1920'lerde İngiliz arkeologlar tarafından keşfedilen Mohenjo Daro, İndus Vadisi Uygarlığı'nın en iyi korunmuş şehirlerinden biridir. Bu uygarlık, Mezopotamya ve Antik Mısır ile çağdaştır.
- Şehir Planlaması: Mohenjo Daro’nun en belirgin özelliklerinden biri gelişmiş şehir planlamasıdır. Düzenli caddeler, drenaj sistemleri ve kerpiçten yapılmış binalar, o dönemdeki teknolojik ve sosyal gelişmişliğin göstergesidir. Evler genellikle tuğladan yapılmıştır ve bazı evlerde avlular ile birkaç kat bulunur. Sokaklar düzenli ve geniş bir şekilde tasarlanmış, yağmur suyunun tahliyesi için gelişmiş bir kanalizasyon sistemi kurulmuştur.
- Yazı Sistemi: İndus Vadisi Uygarlığı yazılı bir dile sahipti, ancak bu yazı henüz çözülememiştir. Bu nedenle, uygarlığın kültürü ve yönetim yapısı hakkında çok fazla bilgi sınırlı kalmaktadır.
- Toplum: Mohenjo Daro halkının barışçıl bir toplum olduğu düşünülmektedir. Arkeologlar, şehirde büyük bir askeri yapı veya saldırı izleri bulamamıştır, bu da yönetim sisteminin daha çok ticaret ve sosyal düzen üzerine kurulu olduğunu düşündürmektedir.
Çöküş: Mohenjo Daro'nun neden terk edildiği hala tam olarak bilinmiyor. Çeşitli teoriler arasında sel baskınları, iklim değişiklikleri, nehir yataklarının değişmesi veya istilalar yer alır.
Bugün, Mohenjo Daro, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almakta ve dünya tarihindeki en eski şehirleşme örneklerinden biri olarak büyük bir tarihi ve arkeolojik öneme sahiptir.
Mohenjo Daro Şehrine ve Halkına Ne Oldu?
Bu bölgede araştırma yapılması bile yasaklanmış durumda ve bazı araştırmacılar şöyle söylüyor; Mohenjo Daro ve bu vadi çok gizemlidir, her şey cama dönüşmüştür, kayaların taşların kumların cama dönüşmüş olduğunu düşünebiliyor musunuz. Cesetlere ait kemikler bile hala toprağın üzerinde ve yer yer toprağın altında yer alıyor. Hatta hiçbir zaman çevredeki vahşi hayvanlar tarafından bile yenmemişlerdir. Aslında resmi tarihe baktığımızda bununla ilgili hiçbir tarihsel kanıtı bulamazsınız, hiçbir metinde bahsedilmemiştir ve burası tesadüfen bulunmuştur. 3.000 derecelik bir nükleer patlamanın ayrıca savaşın kanıtıdır.
Binlerce yıl öncesinden bahsediyoruz, nasıl olur da nükleer bir savaş söz konusu olabilir. İşte asıl Gizem de tam da burada yer alıyor.
İnanılmaz bir patlamanın gerçekleştiğini ve sıcaklığın hayal edilemeyecek noktalara yükseldiğini anlatıyor. Patlama meydana geldiğinde güneşe benziyordu tüm bitki örtüsü tamamen silindi ve sonraki 12 ila 25 yıl boyunca hiçbir bitki veya ağaç büyümedi. İnsanların pul pul oldu ve çoğu eridi.
Bu patlama ilk kez serbest bırakıldığında inanılmaz silahlar olarak tanımlandı ve bu satırları bu anlatımları Binlerce yıl öncesinde yazılmış olan Hint kültüründe kutsal kitap olarak sayılan maharat da bulabilirsiniz. Bu kitapta bu savaşta uçan araçların olduğunu ve bu patlamaların şehrin herhangi bir bölgesini kolaylıkla aniden yok edebildiğim bahsediyor. Silahlardan bazılarının istediğiniz bölgeyi anında yok edebileceğini söylüyor. Bu aslında çılgınca bir şey yani binlerce yıl öncesinde yazılmış olduğunu düşünecek olursak zaten işin içerisinden çıkamıyoruz. Bilim adamları ve ana akım anlatıcılar ve araştırmacılar bu bulgulara cevap veremiyorlar, verebildikleri tek cevapsa , hayal gücü peki hayal gücü ise bu tip topraklarda ve bu tip bulunan yerlerde radyoaktivite parçacıkları ve camlaşmış kayaların olduğunu nasıl açıklayabilirsiniz.
Antik indus vadisi uygarlığının zirvesindeyken bu şehrin kalıntıları neredeyse bir asırdır araştırmacıları şaşırtıyor. Ancak 4.000 yıldan daha eski olan bu şehir neden aniden tarihten kaybolduğunuysa hiç kimse açıklayamıyor , bunun nedeni felaket niteliğinde bir olay olabilir mi ? Bu olay onu haritadan sildi. Hatta belki bir kısmını cama dönüştürdü .1922'de Hintli bir arkeolog tarafından keşfedilen Mohenjo Daro indus nehrinin kıyısında yer alıyor. Dünyanın Belki de unutulmuş bir noktası , onun kazıları sayesinde çok önemli bir şey öğrenildi. Öğrenilen şey ise bu uygarlığın baş döndürücü bir şekilde karmaşıklığı ve modernizasyonuydu.
Mohenjo Daro.Yüksek bir nüfusu barındırıyordu , ama asıl düşünülmesi gereken noktaysa altyapısında yatıyor. Izgara benzeri bir şehir gelişmiş su drenaj sistemleri ve pişmiş tuğlalardan yapılmış titizlikle inşa edilmiş evler. O kadar iyi organize edilmiş ki ,müthiş bir şehir. Aslına bakarsanız , günümüz modern şehir planlama tekniklerine rakip olabilirler. Ama bunlar binlerce yıl öncesinde yaşamışlardı. Aniden ortaya çıkan ve aniden kaybolan bu şehir bu teknolojiyi bu modernizasyonu nereden ya da kimlerden elde etmişlerdi, galiba cevabı biliyorsunuz. Şehir tek tip pişmiş tuğlalar kullanılarak inşa edilmiş ve bazılarının ağırlığıysa 20 kilonun üzerindedir. Şehrin ölçeği oldukça etkileyici 300 hektardan fazla bir alana yayılmış durumda ve her biri kabaca 500 futbol sahası büyüklüğündedir.
Yapılar ana yönlere göre dikkatlice konumlandırılmış , bu eski uygarlık modern teknoloji olmadan böyle bir hassasiyeti nasıl geliştirdi. Büyük hamam olarak bilinen merkezi bir yapı 12 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindeki Mohenjo Daro'nun dikkat çekici bir özelliğidir. Aslında bu banyo olarak inşa edilmiştir , su geçirmez tuğlaları ve suyun Mohenjo Daro halkı için büyük önem taşıdığını gösteren, sofistike bir drenaj sistemiyle bu şimdiye kadar keşfedilen en eski , halka açık su işlerinden birisidir.
Mohenjo Daro Şehri Neden Yok Oldu?
Ancak bu devasa yapının amacı sadece hijyen için değildi , oldukça derin bir düşünceye de hizmet ediyordu. Buradaki yapıların birçok bölümü taşı eritmeye veya cam haline getirmeye yetecek kadar aşırı yüksek sıcaklıklara maruz kalmış gibi görünüyor.
Bu olay vitrifikasyon olarak bilinir ve tipik olarak nükleer patlamalar veya volkanik aktivite ile ilişkilendirilir. Ancak bölgede volkanik aktivite veya doğal ateş fırtınalarına dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Zamanın kaybettiği eski bir teknolojide bu kadar yıkıcı bir enerji açığa çıkarabilecek kapasite olabilir mi? Olduğunu düşünecek olursak 4000 ila 5000 yıl öncesinde yaşamış olan Mohenjo Daro yüksek sıcaklıklarla karşılaşmış camlaşmış ve ortadan kaybolmuş olabilir veya ortada bir teknoloji varsa buna nasıl sahip olmuşlardı. Hint kutsal metinleri Doğruyu mu anlatıyordu. Bazı teorisyenler Mohenjo Daro'nun yok edilmiş olabileceğini öne sürecek kadar aslına bakarsanız önemli açıklamalar yaptılar.
Eski bir nükleer patlama belki de şu anki düşüncelerimize göre abartılı gelebilir ama camlaşmış kalıntılar aslına bakarsanız bir açıklama gerektiriyor. Dolayısıyla gizemler tam olarak burada bitmiyor. Sokaklarda ve şehrin çeşitli yerlerinde yatan kırktan fazla insan iskeleti bulundu. Bu kalıntılar mezarlığa gömülmemişlerdi.
Mohenjo Daro'nun çöküşüne neden olan şeyin ani ve şiddetli olduğunu belirten geleneksel anlayışa göre iskeletlerin çoğu hiçbir travma belirtisi göstermiyordu, ancak bazıları bir şeyden kaçtıklarını düşündüren bazı pozisyonlarda ya da duruşlarda bulunmuşlardı. Bu kadar kitlesel paniğe ve ani ölüme neden olan şey doğal olabilir miydi ? Felaket yıkıcı bir sel ya da belki daha da korkunç bir şey olabilir.
Şimdi biraz bunu düşünmeye çalışalım. Sel ya da ani bir su baskını olmuş olsaydı. Elbette ki iskeletler bu şekilde kalmazdı ve dahası camlaşmış kayalar elbette ki olmazdı. Buranın inşasında kullanılan devasa taş bloklar ve malzemeler bu bölgeye ya da yakın çevreye özgü değil, aslında Mohenjo Daro'nun inşaatında kullanılan taşlardan bazılarının şehrin kuzeyindeki taş ocaklarından taşınması gerekiyordu. 300 kilometre uzaklıklarda bahsediyoruz devasa taşları modern makinelerin yardımı olmadan nasıl taşımayı başardılar ve gördüğünüz gibi yine karşımızda inanılmaz boyutlardaki ağırlıklar ve yine Antik dönem bir türlü çözülemeyen megalit yapıcılığı ve taşıyıcılığı, bunu nasıl boş arıyorlar. Hala tam olarak anlayamadığımız teknolojilere sahip olabilirler mi ? Bu karşılaştırma çoğu zaman Mısır piramitleri ve Güney Amerika'nın taş yapılarıyla paralellik gösterebilir. Aslına bakarsanız dünya genelinde birçok örneğini görebilirsiniz. Benzer şekillerde büyük taşlar çok uzak mesafelere taşınmıştı, bunu nasıl başardıklarını bilemiyoruz. En fazla verebileceğimiz cevaplar tahminlere dayanabilir. Bu antik kentlerde kullanılan malzemelerin büyüklüğü ve ağırlığı antik dünyada nelerin mümkün olacağına dair anlayışımızı zorluyor.
Mohenjo Daro'nun kentsel planının kesinliğini , kentin gelişmiş planlamasını göz önünde bulundurduğumuzda başka bir büyüleyici soru ortaya çıkıyor; Tek düzelik antik dünyada dolayısıyla Mohenjo Daro da bu planlamalar nasıl düşünüldü ? Nasıl yapıldı? Nasıl ölçeklendirildi ve uygulandı ? ya da aslında bakarsanız onlara antik insanlar diyerek hata mı yapıyoruz.
1920'lerde Mohenjo Daro'nun keşfedilmesine öncülük eden İngiliz arkeolog Sir John Marshall Mohenjo Daro'yu kazdığında şehrin şaşırtıcı bir düzene sahip olduğunu ve gelişmiş bir su yönetim sistemine sahip olduğunu keşfetti. Onun çalışmaları bu medeniyetin o dönemdeki diğer medeniyetlerden daha ileride olduğunu ortaya koymuştu ve şöyle söylemişti.
Mohenjo Daro'nun modern bir kentsel plana sahip olması o dönemdeki teknolojik gelişmişliğini gösterir. Yine diğer taraftan Mohenjo Daro üzerinde kapsamlı kazılar yapan bir diğer ünlü arkeolog Ernest J. H. Mackay Mohenjo Daro'nun yıkımı ve terk edilmesi ile ilgili birçok teoriyi araştırmıştır. Özellikle şehrin neden aniden terk edildiği konusunda çeşitli fikirler ortaya atmış ve çevresel faktörlerle istilalar üzerine çalışmalar yapmıştır.
Şöyle söylüyor ; Mohenjo Daro'nun sonu bir gizemdir. Doğal afetler ya da yabancı istilalar bu büyük uygarlığın çöküşüne neden olmuş olabilir ve bu konuda önemli açıklamalara sahip olan bir yazar ve araştırmacı olan David Davenport önemli teoriler geliştirmiştir.
Devonport Mohenjo Daro'nun yüksek ısıya maruz kaldığını ve bunun nükleer bir patlamaya benzer bir olay olabileceğini öne sürmüştür. Bu teori modern bilim camiası tarafından büyük ölçüde eleştirilse de popüler kültürde yer bulmaya devam etmiştir. Ortaya çıkan kalıntılar ve camlaşmış kayalar David Davenport'un teorisini Destekler niteliktedir.
Şöyle söylüyor ;
Mohenjo Daro çok yüksek ısıya maruz kalmış olabilir , bu antik bir nükleer patlamayı andırıyor. 4.000 yıldan fazla bir süre önce yaşayan bir toplum , modern araştırma araçları olmadan nasıl bu kadar düzenli ve yapılandırılmış bir şehir nasıl ortaya çıkarmayı başardı.
Sanki zamanlarının çok ötesinde bir bilgiyle çalışıyorlarmış gibi , artık unutulmuş bazı gelişmiş kültürlerden etkilenen bazı teorisyenler Mohenjo Daro'nun tasarımıyla , dünya çapındaki diğer gizemli antik alanlar arasındaki benzerliğe işaret ederek dünya dışı müdahaleyi konuşmaya başladılar bile. Buranın gizemlerini daha derinlemesine araştırdıkça , indus Vadisi uygarlığının daha geniş bağlamını da göz önünde bulundurmalıyız.
Bu uygarlık günümüz Pakistan , Hindistan ve Afganistan'ın bazı kısımlarını kapsayan antik dünyanın en büyük uygarlıklarından biriydi. İnsanları hakkında şaşırtıcı derecede az şey biliniyor , dilleri ya da inançları veya çözülmemiş yazıları bile var ve tarihten kaybolmaları şaşırtıcı olduğu kadar ani de olmuştu ve Burada bulunan eserler hakkında neler söyleyebiliriz.
O halde soru şu bilim adamları neden camlaşmış kayaları açıklamaktan uzak duruyor. Eğer bu bir spekülasyonsa ve amaç bu spekülasyonları bitirmekse bilim adamı ve araştırmacıların ilk yapması gereken şeylerden bir tanesi radyoaktiviteyi ve camlaşmış kayaları bir şekilde açıklamaları. Bu bölgeye meteor düşmemiş ayrıca volkanik patlamalar da yaşanmamış ,o halde bu camlaşmış kayalar nereden geliyor.
Aslına bakarsanız nükleer patlama eğer bir spekülasyonsa bu spekülasyonların sonlandırılması ya da bitirilmesi taraftarıyım. Fakat bu yapılamıyorsa o halde sözde bilimsel camia cevap veremiyor ya da bu konudan kaçıyor anlamına geliyor. 4.000 yıldan fazla bir süre önce var olan nükleer teknoloji fikri son derece imkansız görünüyor ama taşların camlaşmış kalıntıları bu ihtimali %90 oranında düşünmemizi sağlıyor.
II. Dünya Savaşı sırasında Manhattan projesini yöneten fizikçi Dr. Robert oppenheimer'a 1945'te test edilen nükleer bombanın dünyanın ilk atom patlaması olup olmadığı soruldu , yanıtı oldukça tüyler ürperticiydi. Modern zamanlarda Evet Oppenheimer Eski bir nükleer olayı mı ima ediyordu? Bu cevapla aslına bakarsanız Gizem perdesini aralamıştı Mohenjo Daro böyle bir patlamanın kalıntısını taşıyor olabilir miydi ? Gizemi daha da arttıran şehirdeki geleneksel savaş kalıntılarının olmaması, toplu mezarların olmaması , net bir savaş belirtisi olmaması, yapılara zarar gelmemesi. Bunun yerine şehirde bulunan cesetlere dokunulmamış gibi görünüyordu, sanki çok daha kötü ve ani bir şey olmuş gibi, sokaklarda yatan insan cesetleri ,bir çeşit kazadan ya da savaştan çok daha fazlasını ima ediyordu. Yani kontrol altında tutulamamış bir enerjinin ortaya çıkmış olması ya da hayal edilemeyecek güçte bir silaha benzer kasıtlı kullanılmış bir şey olabilir miydi ? Binlerce yıl öncesinin sessiz tanıkları olan Mohenjo Daro'nun taşları bugün hala geçmişin gizemli sırlarını saklıyor , bu taşlar zamanın kumları arasında gömülü duran bir bilmece gibi. Peki ya bu sırların ardında ne yatıyor, insanlık tarihinin bilinmeyen bir bölümü mü ? Yoksa keşfedilmeye bekleyen bir gerçek mi ? Bizi çevreleyen evren ve tarihin derinlikleri sadece çözülemeyen bulmacalarla dolu değil , aynı zamanda keşfedilmeyi bekleyen yeni sorularla dolu.