Özel sektör dünyada nereye gidiyor bilmiyorum ama ülkemizde çok doğru bir ivmeye sahip olduğunu söyleyemem. Paradan para kazanmanın sıfırdan emek ile para kazanmaktan daha kolay olduğu zamanlarda yaşıyoruz. Haliyle hayata anne ve babadan hiçbir şeyi olmadan başlayan her insan emeğinin sömürülmesini bekleyen bir av oluyor adeta.


Özel sektörde çalışan en alt kademe satış elemanı olduğunu düşünürsek, mağaza müdüründen, bölge sorumlusuna kadar pek çok yöneticinin baskısına maruz kalan ve bu baskı ile hepsinden fazla iş yükü çekmesine rağmen en az maaşı alan bir satış görevlisinden nasıl bir verim bekleyebilirsiniz? Satış yapmanın stresi, mobbing (çalışanlara yapılan yönetici baskısı) ve müşteri yükünü kaldırabilecek ve tüm bunlara rağmen güler yüzlü, aktif ve çalışkan olabilecek bir insan bünyesi var mı?

Günümüzde özel sektör tarafından en çok istenen şey minimum maliyetli ve maksimum performanslı çalışan bulabilmek. Oysa ki şirket yöneticileri ve piramidin en üst kademesinde olan hissedarların, çalışanlara öderken çekindiği paranın mislini bir kumar masasında saniyede kaybettiği olmuştur.

Özel sektör girdiği yerde sana yatırım şansı vermediği gibi kendine köle olmandan başka çare de bırakmıyor. Zira küçük bir market açmak ya da tarlasına bir şeyler ekerek para kazanmak isteyenler de büyük şirketlerin fiyat politikaları ve kıyasıya rekabeti arasında eriyip gitmek zorunda kalıyor. Hal böyleyken çalışanı olunmasından başka çare bırakmayan özel sektör, kendisine mecbur ettiği çalışan kitlesini de hoyratça be gaddarca kullanmaktan da çekinmiyor.

Asgari ücret düzenlemesinden önce 750 TL civarındaki bir çalışanı işe alırken çok da seçici davranmayan şirketler, artık satış elemanı dahi alırken tecrübesi olanlara öncelik tanıyor. Bunun en önemli nedeni asgari ücretin 1300 TL'ye çekilmiş olmasıdır. Ancak bu düzenleme bile asgari ücretle özel sektörde yaşayan birinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmezken, insanların evlenme sorumluluğunun altına girmesi nasıl düşünülebilir Tüm bunları geçtik maddi sıkıntı ve düşünceleri olan bir çalışanın kendini işe adapte edebilmesi nasıl beklenebilir?

Şöyle bir düşünüldüğünde kağıt toplayıcısı bir çocuk dahi kendi işinin patronu ve özel sektörde çalışan pek çok kişiye göre çok daha özgür çalışıyor diyebilirim. Zira mobbing yok. Satış ve kota baskısı yok. İşe zamanında gelme ve geç kalma telaşı yok. Birilerine hesap verme korkusu da yok. Tüm bunları göz önünde bulundurursak, özel sektör insanlığı kalifiyeli ve donanımlı çalışan değil, köle haline getiriyor diyebiliriz.

Aslında anlatmak istediğim tam da bu.


Özel Sektör Çalışanlarının Şartları Nasıl İyileştirilebilir?


Aslında "Devlete kapağı atmak." deyiminin ana sebebi olan özel sektör çalışma şartları iyileştirilirse, kimsenin KPSS ve devlet kademesi derdi olacağını sanmıyorum. Zira özel sektörde yönetici konumunda çalışanlara bakarsanız, devlette kazanabileceğinden çok çok fazla maaşa sahip. Benzer şekilde çalışan statüsünde görev yapan insanlara tanınan haklar da iyileştirilse, çalışanlar için de pek çok sorun çözüme kavuşmuş olacaktır.

Bunun için yapılabilecek başlıca iyileştirmeler:

  •  Çalışanlara bakış açısı bir takım arkadaşı ve firmanın en önemli yükünü üstlenen kişiler olarak bakılmalıdır.
  •  Yöneticilere verilen sosyal imkan ve haklar sınırlı da olsa çalışanlara da verilmelidir.
  •  Çalışanların kredi çekmede, hayatını idame ettirmede ve evlenmede ön ayak olacak teşvikler bizzat özel şirketler tarafından da yapılmalı.
  •  Aşırı yoğun ortamlarda çalışan ve stres yükü fazla olan çalışanlara psikolojik ve sosyal yardımlar yapılmalıdır.
  •  Emeğinin karşılığını alabilmeleri adına başarılı çalışanlara prim ve hediyeler verilmelidir.
  • Çalışanlara mobbing yapılmasının önüne geçilmeli.

Tüm bunlar benim aklıma gelen başlıca teşvikler. Devlet destekleri ile de asgari ücretli pek çok çalışanın daha iyi şartlarda çalışma imkanına kavuşabileceğini söyleyebiliriz.