Bugün 1 Mayıs. Lafta işçi bayramı. Ama icraatta bu bayram hep uç noktaların gövde gösterisi yaptığı bir gün olarak süregelmiştir. Hele ki ülkemizde bu gün kendisine direnişçi, antikapitalist, sosyalist ve ezilen halkın sesi diyen bir grubun devletin polisine sataşma bayramıdır. Yüzlerini kapatmış, ellerinde molotof kokteylleri, taşlı, sopalı, kimliğini dahi belli etme cesareti olmayan bu insanlar güya ezilen emekçi insanımızı savunmak adına ortalığı savaş alanına çevirmeyi kendinde hak bulur.

Oysa ki madalyonun öteki yüzünde aslında bu bayramı en çok hak eden ama herkesin aklına en son gelebilen kesim olan gerçek emekçi, gerçek işçiler vardır. Bu aslında hepimizden çok onların bayramıdır. Ama bırakın bayram kutlamayı, belki de istedikleri tek şey olan toplum içinde az da olsa saygı görme hakkını dahi çok görürüz onlara. Taksimde işçi hakları adına eylem yapılır, kavganın, gürültünün ve yıkımın ceremesini yine emekçiler çeker. Ortalığı toplamak yine onlara düşer.

Yukarıdaki videoyu izlediğinizde göreceksiniz. Ülkemizdeki işçiye, emekçiye verilen değeri, gösterilen saygıyı. Bırakın bayramınız sizin olsun. Bu adamlar hiçbir şeyi kutlayacak bir izin günü dahi olmazken, devletin haftada 2 gün izinli yılın yarısını tatil geçiren memuru sokaklarda işçi hakkı diye naralar atıyor. Bu ülkenin gerçek emekçileri sizden haklarını savunmanızı, bunun arkasına sığınarak devleti tehdit etmenizi istemiyor. Bu ülkenin gerçek emekçileri kıytırık bir bayram adı altında ortalığı talan ettiğinizde bütün pisliğinizi temizlemeyi hak etmiyor. Bu ülkenin gerçek emekçileri sırtlarından geçindiğiniz halde bir de timsah göz yaşları dökerek 1 Mayıs'ı halka, devlete zindan etmenizi de istemiyor.
Bu ülkenin gerçek emekçileri sadece biraz saygı, ve sevgi istiyor.