Kim bilir kaç kez paylaşmak zorunda kaldın o minicik avuçlarında sımsıkı kavradığın kuru ekmeğini. Kim bilir kaç çaresiz seni izleyen göze hayır diyemeyerek uzattın son lokmanı. Hayatta yaşadığın onca acı yetmiyormuş gibi, kim bilir kaç kez görmek zorunda kaldın açlıktan çaresizce kıvranan masum yüzleri. Anneciğinin sensiz boğazından geçmeyen o kuru lokmasını sana saklaması gibi sen de masum gözler karşısında tek başına yemek istemedin ekmeğini.
Hayat belki çok acımasız. Belki çok insafsız. Büyükler sizi görmezden gelecek kadar pervasız. Ama siz o minik dünyanızda temiz kalplerinizle insanlığın unuttuğu tüm masumiyeti yaşatmaya devam ediyorsunuz çocuklar. Hayat size öyle bir oyun oynadı ki. Daha neyin ne olduğunun farkına varamadan ayrılmak zorunda kaldınız ana vatanınızdan. Onca arkadaşlarınızı, yakınlarınızı saçma bir kavgada kaybetmeniz yetmiyormuş gibi geride belki de çok sevdiğiniz insanları, çok sevdiğiniz yerleri de bırakmak zorunda kaldınız küçük yaşınızda.
Sizin yaşadığınız ülkede size yer yok çocuk. Kırdılar kolunuzu kanadınızı. Bir zamanlar güle oynaya koşturduğunuz sokaklar artık harap ve sakin. Siz vatana hasret vatan size gurbet. Hayatınızın en masum çağında sardı sizi hasret. Kim bilir kaç insanın can verdiğini gördünüz o minik gözlerinizle. Aklınıza yıllar geçse de unutamayacağınız kaç acı anı kazındı? Hayvanlar dahi tiksindi yaşananlardan. Siz hala bu kadar nasıl masum kalabildiniz çocuk? Son lokma ekmeğini tüm gurbet arkadaşlarına pay edecek kadar nasıl bir masumiyet saklıyorsun kalbinde çocuk? Ne olur büyümeyin. Masumiyet artık sadece sizin yaşınıza ait bir soluk.
Not: Video, Suriye'li minik bir kız çocuğunun ekmeğini sokaktaki tüm arkadaşlarıyla paylaşmasını konu almaktadır.